Mersin’de yapımı devam eden ve Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olacak olan Akkuyu NGS için Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji Verimliliği Uzmanı Altuğ Karataş, “Akkuyu, Türkiye'nin nükleer kilometre taşıdır. 1950’li yıllarda hayalini kurmaya başlayıp onlarca hükümetin gerçekleştiremediği nükleer hayalinin gerçekleşmiş, elle tutulur somut örneğidir. Akkuyu sadece bir nükleer santral değildir. Bu NGS, Türkiye'yi nükleer enerji üreten devletler ligine, yani şampiyonlar ligine sokuyor” dedi.

Ticaret Bakanlığı: "59 ilde ihracat arttı" Ticaret Bakanlığı: "59 ilde ihracat arttı"

Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji Verimliliği Uzmanı Altuğ Karataş, “1950’lerden bu yana nükleer konusunda Türkiye’nin önüne sürekli engeller çıkarılıyordu. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom ile yapılan bu iş birliği sayesinde, nükleer santral konusundaki bariyeri yıkıp geçmiş olduk. Şimdi artık Akkuyu NGS ile açılan bu yolda yeni nükleer santraller, küçük ölçekli modüler reaktörler (SMR) yapılacak. Türkiye’nin bu planlarını hayata geçirebilmek için Rusya'yla, Çin'le de Güney Kore'yle ve hatta Amerika ile görüşmeler yapıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin enerji arz güvenliğinde sadece ikinci nükleer santrali değil, üçüncü nükleer santrali de yapacağını, bunun için kararlı adımlar atıldığını önemle vurguladı. Yapılan açıklamalardan yabancı ortaklarla bu alanda yapılacak iş birliğinin içinde yerlileşme miktarının da artacağını, Türkiye'nin karbonsuz ekonomiye geçiş ve enerji arz güvenliğini sağlayacak hamleleri yapacak ikinci ve üçüncü nükleer santral için devam eden görüşmelerin kısa sürede sonuçlandırılacağını anlıyoruz. Burada önemli olan ve altı çizilmesi gereken nokta Türkiye’nin nükleer konusunda bir irade beyan etmiş olmasıdır” ifadelerine yer verdi. 

Bu irade beyanıyla Türkiye’nin nükleer enerji politikaları bakımından önemli bir yol kat ettiğini vurgulayan Karataş, “Buradan geri dönüş yoktur. Bundan sonra Türkiye’de ‘nükleer santral olsun mu olmasın mı?’ gibi bir tartışmanın açılması bile abesle iştigal olur. Bu noktadan sonra konuşulması gereken tek şey ikinci ve üçüncü nükleer santralin kimlerle ve hangi şartlarla yapılacağı, nasıl ilerleyeceği, hatta dördüncü nükleer santralimizin nereye yapılması gerektiği gibi konuları konuşmak olacaktır” dedi.

“NÜKLEER SANTRALİN YAPIMI, ÜLKEYE MÜHENDİSLİK ALANINDA ÖZEL STANDARTLAR GETİRİR”

Türkiye’nin enerji gündemindeki en önemli iki başlığın “arz güvenliği” ve “karbon nötr hedeflerine ulaşma” olduğunu belirten Karataş, Akkuyu NGS’nin ve nükleer enerjinin her iki hedefe de ulaşmak için Türkiye’nin önündeki en doğru seçenekler olduğunu belirtti. Karataş, “Enerji arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu Avrupa Birliği ülkelerinin son iki yıldır yaşadıkları krize bakarak anlayabiliriz” diyerek şunları söyledi:

“Akkuyu NGS, Türkiye’nin 2053 için koyduğu karbon nötr hedefini gerçekleştirmesi bakımından ilk büyük hamlesidir. Akkuyu NGS bizi hem nükleer güç üreten devletler arasına sokacak hem de karbon nötr hedefini gerçekleştirmek üzere adım atan ülkelerden biri olmamızı sağlayacak. Önümüzdeki yıl ilk nükleer enerjinin de üretilmesiyle birlikte Akkuyu NGS’nin Türkiye'nin enerji arz güvenliğine de büyük katkı sunacağını düşünüyorum. Bu arada nükleerin yalnızca enerjiyle değil sağlıktan tarıma pek çok farklı alanla ilgili olduğunu da unutmamak gerekir. Bir nükleer santralin yapımı, kurulduğu ülkeye mühendislik alanında da çok özel standartlar getirir. Akkuyu’nun Türk nükleer mühendislerin yetişmesine katkısını ve Türk sanayicisine sunduğu artıları da unutmamak gerekir.”

“VİZYONER, STRATEJİK BİR ADIM”

Karataş, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:

“Bazen elektrik fiyatına ya da santralin güvenliğine ilişkin bazı tartışmalar çıkarılmak isteniyor. Bunları doğru bulmuyorum. Bu santralle ilgili en çok konuşulması gereken şey Türk sanayicisine yaptığı büyük katkı. Akkuyu sayesinde Türk sanayicisi yepyeni güvenlik ve üretim şartlarının içine dahil olmayı başardı. Türk üreticilerin, Türk mühendislerin Rusya'yla yapılan iş birliği çerçevesinde bu projede yer alması, yetkinliklerini geliştirmesi muazzam bir fırsat. Burada edinilen tecrübe Türkiye’de inşa edilecek diğer santrallerde kullanılabileceği gibi Rusya’nın Türkiye dışında inşa ettiği santrallerde de işe yarayacaktır. Rusya'nın diğer ülkelerinde inşa edeceği santrallerde de tecrübe kazanmış Türk firmalarına ve Türk mühendislerine yer verme ihtimali çok büyük bir fırsattır. Akkuyu NGS bu anlamda sadece bir nükleer santral değil, Türk üreticileri ve Türk mühendisleri için vizyoner, stratejik bir adımdır” ifadelerini kullandı.

“NÜKLEER SANTRALLER, YENİLENEBİLİR KAYNAKLARIMIZA KAPASİTE AÇILMASINI SAĞLAYACAK”

Akkuyu NGS’nin enerji arz güvenliğine yapacağı katkıyı MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Karaca da şu sözlerle değerlendirdi:

“Akkuyu NGS sonrasında Karadeniz’de ikinci bir nükleer santrale ihtiyaç duyacağımız görülüyor. Şu anda dünyada yenilenebilir enerjiye olan talep önemli bir boyuta ulaştı. Ancak güneş ve rüzgâr gibi tesislerimizin emre amadelik ve daha önemlisi trafo kapasitesi kısıtları alternatif kaynak ihtiyaçlarını ortaya koymaktadır. Bu noktada nükleer tesisler, temiz enerjinin kesintisiz ve dış faktörlerden etkilenmeden sağlanması bakımından önemli. Akkuyu ve devamında kurulacak nükleer santraller diğer yenilenebilir kaynaklarımıza yüksek miktarda kapasite açılmasını sağlayacak, böylece Türkiye’yi hem karbon emisyonsuz gelecek hem de enerjide dışa bağımlılığı azaltma hedeflerine ulaştıracaktır.”

Editör: MURAT ÖZER