Antalya'nın Manavgat ilçesindeki orman yangınlarında 10'uncu güne girildi. Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya sınırlarında 14 farklı noktada devam eden yangını söndürme çalışmaları, gece gündüz devam ediyor. Yangın, yerleşim yerlerinden uzakta ve sarp vadilerde sürüyor, alevlerin etkisini yitirdiği pek çok noktada da soğutma çalışması yapılıyor. Hava müdahalesiyle günde 1650 sorti yapılan bölgede, rüzgarın hızının azalmasıyla yangının bugün kontrol altına alınması bekleniyor.
Manavgat'ta, 28 Temmuz günü saat 12.05'te 4 farklı noktada başlayan orman yangınlarında 9'uncu güne girildi. Manavgat'a sınır ilçeler Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçrayan yangında, 7 kişi yaşamını yitirdi. İlk yangınlardan birini ilçe merkezinde başlatan C.Y. (16), Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında 'kasten orman yakmak' suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.
5 İLÇE 14 NOKTADA YANGIN
Yangın; Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya sınırlarında 14 farklı noktada devam ediyor. Gülendağ, Kızıldağ, Karaisa- Karabul arası, Karadere, Gölcük, Belbaşı, Karabucak Vadisi, Sinevi Vadisi, Katrancı Dağı, Eynif Ovası, Murtiçi, Güçlüköy, Güzelbağ- Alara arası ve Susuz'da süren orman yangınlarına ekipler, cansiperane müdahale ediyor. Yangın, yerleşim yerlerinden uzakta ve sarp vadilerde sürüyor, alevlerin etkisini yitirdiği pek çok noktada da soğutma çalışması yapılıyor. Bölgede, rüzgarın hızının azalmasıyla yangının bugün kontrol altına alınması bekleniyor.
6511 PERSONELLE MÜDAHALE
Bölgede 8 uçak, 2 İHA, 19 helikopter, 1 insansız helikopter, 1832 araç ve 6 bin 511 personelle söndürme çalışmaları sürüyor. Hava müdahalesine katılan uçak ve helikopterler, günde ortalama 1650 sorti yaparak alevlere su bırakıyor. Yangından etkilenen 770 kişi ve görevlinin 763'ü tedavi edildi, 7 kişinin tedavisi devam ediyor. Afetten etkilenen 45 mahallede 2 bin 500 afetzedeye psikososyal destek verildi. 160 aileye konteyner kuruldu. Hasar tespit çalışmalarında 1352'si ağır hasarlı olmak üzere 2 bin 164 binanın hasar gördüğü tespit edildi.
3 BAKAN BÖLGEDE
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bölgedeki söndürme çalışmalarını koordine ediyor. Çavuşoğlu, Kurum ve Karaismailoğlu, yangından etkilenen köylerde halkı ziyaret ediyor, taleplerini dinliyor, yangına müdahale eden görevli ve gönüllülerin çalışmalarını yerinde inceliyor.
İÇECEKLERE KAYNAK SUYUYLA SOĞUTMA
Gündoğmuş'un Karabul, Karaisa ve Kalecik mahallelerinde de dün ormanlık alanda evleri tehdit eden yangına karşı mücadele edilirken, alevlerin yerleşim yerlerine sıçraması tehlikesine karşı elektrik kesildi. Elektrik olmadığı için de çalışan ekipler ve gönüllüler için bölgeye getirilen su ve ayran gibi içecekler soğutulamadı. Bunun için köylüler, pratik çözüm buldu. Dağlardan gelen buz gibi kaynak suyun oluşturduğu, 'Mehmet Ünal Ailesi Ayşe Ünal Hayratı' olarak yaptırılan çeşmenin 'ahar' olarak da adlandırılan hazne kısmında biriken doğal su, soğutma için kullanıldı. İçinde soğutulan su ve ayranlar, alevlerle mücadele eden ekiplere ikram edildi.
GENÇLİK MERKEZİNİN MASKOTU 'ATEŞ'
Öte yandan Manavgat'taki yangının ilk günlerinde, Gebeci Mahallesi'ndeki kırsalda AFAD ekipleri tarafından yavru köpek kurtarıldı. 3-4 aylık olduğu düşünülen yavru köpeğin annesinin ise yangında öldüğü belirlendi. AFAD ekipleri, yavru köpeği Manavgat Gençlik Merkezi'nde oluşturulan AFAD Koordinasyon Merkezi'ne getirdi ve 'Ateş' ismini verdi. Merkezdeki görevliler ve gönüllülerin maskotu olan 'Ateş', merkez içinde gün boyu geziyor, hem beslenip hem de bakımı yapılıyor.
YANAN ALANLAR SİMSİYAH KÜLLE KAPLANDI
Manavgat'ta 10'uncu günde orman yangını devam ediyor. Ekiplerin sahada zorlu mücadele ile söndürüp soğuttuğu alanlar ise geride yaşam belirtisi olmayan simsiyah bir görüntü bıraktı. Yanan ağaçların gövdeleri kömüre dönerken, zemin de simsiyah külle kaplandı.
Havadan görüntülenen bu alanların çok geniş alana yayıldığı dikkati çekerken yangından daha az zarar gören yerlerin ise sarı renge büründüğü gözlendi. Yetkililer, yangında küle dönen orman alanı miktarının 100 bin hektarın üzerinde olduğunu belirtti.
BAYGINLIK GEÇİREN KADINA İLK MÜDAHALE DOKTOR VEKİLDEN
Manavgat'ta yangının etkilediği mahallelerden biri olan Karaöz Mahallesi'nde baygınlık geçiren kadına ilk müdahaleyi, göz doktoru olan AK Parti Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal yaptı. Günlerdir yangının tehdit ettiği mahalledeki evinde bir anda fenalaşan ve yeri yığılan yaşlı kadının yakınları çevreden yardım istedi. Bu sırada yangınla müdahale çalışmalarının koordinasyonu ve hasar tespit çalışmaları için mahallede bulunan AK Parti'nin doktor milletvekili Tuba Vural Çokal durumdan haberdar oldu ve hızla eve giderek kadına müdahale etti. İlk müdahaleyi yapan Çokal, bir yandan da sağlık ekiplerini arayarak, hastanın durumu hakkında bilgi verdi. Çokal'ın müdahalesinin ardınan kendine gelen yaşlı kadın, sağlık ekipleri tarafından hastaneye götürüldü.
YANGINDA ÖLEN ALMAN KADININ KARDEŞİNDEN DNA ÖRNEĞİ ALINDI
28 Temmuz'da orman yangınının başladığı Manavgat ilçesi Kalemler Mahallesi'nde kayıp olarak aranırken 4 gün sonra evin bahçesindeki zeytinlikte cenazeleri bulunan Fahri Yiğitokur (60) ile Alman asıllı eşi Andrea Yiğitokur'un (58) cenazeleri için, Alman kadının kardeşi Antalya Adli Tıp Kurumu morguna geldi. Kardeşi cesedin Andrea Yiğitokur'a ait olup olmadığının tespiti için DNA örneği verdi. DNA sonuçlarının ardından, çiftin Manavgat'ta defnedileceği belirtildi.
HAVADAN GÖRÜNTÜLEYİP, ACİL MÜDAHALE
Manavgat yangınının 2'nci günü itibarıyla bölgeye gelerek, ulaştırma ve haberleşme alanında tüm ekiplerle sahada olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, mahalleleri de gün boyu ziyaret edip, acil ihtiyaçların yerinde çözümünü sağlıyor.
Arazi yapısının dağlık olması nedeniyle Karayolları ekipleri, Bakan Karaismailoğlu'nun yönetiminde, orman personeliyle ulaşım açısından pek çok yeni yol çalışması yaparak, yangına müdahalenin kolaylaştırılması sağladı. Öte yandan hem yangınla mücadele ekipleri hem de bölge halkının haberleşme sorunu yaşamaması için cep telefonlarının çekmediği birçok alana onlarca mobil baz istasyonu gönderildi.
Bakan Karaismailoğlu, Manavgat, Gündoğmuş, Alanya, İbradı ve Akseki'de 9 gündür bölgedeki onlarca yerleşim bölgesini ziyaret ederek, hem muhtarla hem de halkla bir araya geldi. Bakanlık personeli tarafından tüm bölgelerin dron ile görüntü ve fotoğrafları alınarak özellikle ulaşım anlamındaki durumları da yerinden tespit ediliyor, ihtiyaca göre Karayolları ekipleri, ulaşım sorunu olan bölgelere yönlendiriliyor.
10'uncu gününe giren yangınlarla ilgili değerlendirmede bulunan Bakan Karaismailoğlu, "Türkiye'mizin ciğerleri olan Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşan, ülkemizin çeşitli illerinde de etkili olan orman yangınlarına karşı devletimizin tüm imkanlarıyla tüm kurumları ve tüm personeli insanüstü süren mücadelemizin bugün 10'uncu günündeyiz. Yangınların söndürülmesi için çaba sarf eden tüm görevlilerimize ve vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Canını hiçe sayarak ormanlarımızı ve ormanlardaki canlıların kurtarılması, yangınların söndürülmesi için durmaksızın gece gündüz emek veren çalışanlara minnettarız" şeklinde konuştu.
Yangından etkilenen mahalleleri tek tek ziyaret ettiklerini anlatan Bakan Karaismailoğlu, "Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını yerinde tespit ediyoruz. Bu ihtiyaçların hızla karşılanması için bütün bakanlıklarımız ve ilgili kurumlarımızla koordineli bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yangının ilk anından itibaren devletimiz seferberlik halinde olağanüstü bir çalışma gerçekleştiriyor. İlk günden olduğu gibi devletin eli olarak her şart ve durumda halkımızın yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. İnşallah çalışan binlerce arkadaşımızla birlikte bu afetin üstesinden geleceğiz ve bu afetin izlerini de kısa zamanda ortadan kaldıracağız" dedi.
YANAN ALANA FİDAN DİKİP, ÜSTÜNE TÜRK BAYRAĞI VE ŞİİR BIRAKTI
Manavgat'taki yangında küle dönen ormana bir kişi çam fidanı dikerek üzerine de Türk bayrağı ve 'Orman Candır' isimli bir şiir bıraktı. Şiirin sonuna ise 'Her kimseniz siz Türk milleti ile başa çıkamazsınız' yazılı not bırakıldı.
Manavgat'ta 28 Temmuz günü 4 ayrı noktada başlayan orman yangınlarının bir bölümü kontrol altına alınırken, bir bölümü ise 9 gündür yanıyor. Yangının en çok zarar verdiği noktalardan birisi de iki orman işçisinin hayatını kaybettiği Gebece Mahallesi yolu üzerindeki ormanlar oldu. Buradaki ağaçlar küle döndü. Yol üzerindeki ormana kim olduğu bilinmeyen bir kişi 1 çam fidanı dikti. Fidanı ayakta tutmak için yanına dikilen tahta çubuğa ise Türk bayrağı ve 'Orman Candır' isimli bir şiirin yazılı olduğu kağıt asıldı. Şiirin altında ise 'Her kimseniz siz Türk milleti ile başa çıkamazsınız' yazdığı görüldü.
Asılan şiirde şunlar yazıyor:
"Ormandan bir dal kesenin başını keserim
Diye ferman çıkarmış Fatih Sultan Mehmet Han.
Orman yakan kimseyi acımadan asarım
Diye ferman çıkarmış Fatih Sultan Mehmet Han.
Orman dünyada yabani hayvanların evi
Ormanı korumak bizlerin asli görevi
Diye ferman çıkarmış Fatih Sultan Mehmet Han.
Tellal ile meydanda söyletiyorum duyun
Çıkarmış olduğum yasaya mutlaka uyun
Ağacı sevmeliyiz ormanları koruyun
Diye ferman çıkarmış Fatih Sultan Mehmet Han.
Orman olan yerde yağışlarla olur bolluk
Ormansız vatan memlekette olan kellik
Ormanlar Allah'ın bize verdiği güzellik
Diye ferman çıkarmış Fatih Sultan Mehmet Han.
Yusuf ağaca zarar vereni bulmalısın
Ormanı kesenin üstesinden gelmelisin
Ormansız yurt yurt değildir bunu bilmelisin
Diye ferman çıkarmış Fatih Sultan Mehmet Han."
YANMAYI GÖZE ALIP ANNE VE BABASINI ALEVLER ARASINDAN KURTARMIŞ
Manavgat'ta yangının ilk başladığı ve neredeyse tamamı yanan Kalemler Mahallesi'nde yaşananlar yürek burkuyor. Ümmühan (67) ve Mustafa Kemal (88) Okudan çifti, yangın gecesi yaşadıklarını ve 2 oğlunun kendilerini kurtarma anlarını anlattı. Alevlerin evlerine yaklaşması üzerine çift, Manavgat merkezde oturan oğulları Ferhat Okudan (38) ve Yılmaz Okudan'ı (44) aradı. Ferhat Okudan motosikletle Yılmaz Okudan ise otomobille Kalemler Mahallesi'ne geldi.
Ferhat Okudan, alevler arasında kalan annesi Ümmühan ve babası Mustafa Kemal Okudan'ı tereddüt etmeden eve girerek çıkarttı. Anne ve babasını otomobiliyle gelen ağabeyinin yanına bindirip, alandan uzaklaştıran Okudan, bir anda kendisi alevlerin ortasında kaldı. Okudan, kapının önünde bulunan traktöre doğru hareket ederken, hem karşısından hem de arkasından gelen alevlerden kaçmaya çalıştı, vücudunun sağ kısmında yanıklar oluştu.
Ümmühan ve Mustafa Kemal Okudan, alevlerden oğullarının sayesinde kurtulduklarını söyledi. Okudan çifti, evlerinin ve yanan hiçbir şeyin çocuklarından değerli olmadığını kaydederek, güvenli noktada oğullarını gördüklerinde büyük sevinç yaşadıklarını dile getirdi.
'BELKİ İZLER KALIR AMA ANNEM- BABAM ÖLSE YÜREĞİMDEKİ İZ SİLİNMEZDİ'
Anne ile babasını yanan evden kurtaran Ferhat Okudan, "Annem ile babamın aramasından sonra merkezden motosikletime binerek hemen Kalemler Mahallesi'ne geldim. Annem ile babamı hemen ağabeyimin otomobiline bindirerek alandan uzaklaşmalarını sağladım. Ben de o esnada alevler arasında kaldım. Kurtulmaya çalışırken vücudumun sağ kısmı yandı. Belki izler kalacak ama benim annem babam ölmüş olsaydı, yüreğimdeki iz silinmezdi" dedi.
'OĞLUM GELMESE İKİMİZ DE YANMIŞTIK'
Yangının kendilerine doğru geleceğini tahmin edemediklerini belirten Mustafa Kemal Okudan, "Yangın esnasında evde yatıyorduk. Eşim bana 'Kalk her yer yanıyor' deyince farkına vardım. O ana kadar bilgim yoktu. Cama bir çıktım, bir baktım her yer yanıyor. Oğlum bizi aradı ve buraya kadar geldi. Bizi kucağına alarak aşağıya indirdi. Oğlum gelmese ikimiz de yanmıştık. Allah'a çok şükür geldi ve bizi kurtardı. O esnada kendisi alevler ortasında kaldı ve vücudunun sağ kısmında yanıklar oldu. Ev yandı ama çocuğum kurtuldu ben onun için çok sevindim. Oğluma bir şey olsaydı, zaten ben ölmüştüm" diye konuştu.
'SAĞ GELDİĞİNİ GÖRÜNCE İÇİM İÇİME SIĞMADI'
Yangının geldiğini görünce hemen oğlu Ferhat'ı aradığını söyleyen Ümmühan Okudan da "Ben oğlumu aradım ve 'Oğlum gel, bizi kurtar' dedim. O da sağ olsun, hemen motosikletine binerek geldi. İkisi de geldi, Ferhat yukarı çıkarak bizi kucaklayıp otomobile bindirdi. O esnada büyük oğlum otomobille bizi alandan uzaklaştırdı. Ferhat ise yangının içinde kaldı" dedi.
Yangından güvenli noktaya götürüldüklerini ve oğlu Ferhat'ın nerede olduğunu sorduğunu belirten Okudan, "Bizi hemen mahallenin çıkışına götürdüler. Sonra oğlumun da oraya geldiğini görünce içim içime sığmadı" diye konuştu.
Yangında hasar gören eve gelin geldiğini ve hayatının birçok anısının bu evde olduğunu belirten Ümmühan Okudan, "Benim çocuklarım yanan evde dünyaya geldi. Her şey yandı ama önemli değil önemli olan sağ olmamız. Yanan evde 5 bin TL param ile 4 bileziğim vardı. Önemli olan can sağlığımız" dedi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Temmuz'da yangın bölgesini ziyaretinde Mustafa Kemal ve Ümmühan Okudan çiftiyle de sohbet etmiş, yaralı halde mahallede bulunan oğul Ferhat Okudan'a sağlık durumunu sormuş ve baba Mustafa Kemal Okudan ise oğlunun kendilerini kurtardığını dile getirmişti.
DEVRİLEN AĞAÇLARIN KÖKLERİ VE İÇLERİ YANIYOR
Manavgat'ta 10 gündür devam eden yangın, büyük ölçüde kontrol altına alınırken, birçok noktada soğutma çalışmalarına başlandı. Orman ekiplerinin arazözleri ve itfaiye araçlarıyla önceki gece yangının kontrol altına alındığı Kızıldağ'da da soğutma çalışmaları devam ediyor. Yanan ormanlık alanlarda ise bazı noktalarda dumanlar tütüyor. Küle dönen ağaçların kökleri ve bazı devrilen ağaçlar ise içten içe yanmaya devam ediyor.
O ORMANCI DHA'YA KONUŞTU
Manavgat'ta 28 Temmuz'da başlayan orman yangınlarında orman işçileri en ön safta alevlere direniyor. Son 4 günde yangınların yoğunlaştığı Kızıldağ Mahallesi'nde önceki gün yükselen bir anonsu Türkiye duydu. Yerleşim yerlerini de tehdit eden ormanlık alandaki yangına müdahale eden S30 kodlu bir arazöz ekibi, birden yükselen alevlerin arasında kaldı. Arazözü alevlere teslim etmek istemeyen orman işçisi, merkeze anons geçti. Yangın yönetim merkezinin güvenli bölgeye geçmesini istediği ormancı, helikopter bölgeye su atmadan arazözü terk etmeyeceğini bildirdi, "Bunda 80 milyonun hakkı var" dedi. Anonsları bu sırada bir başka orman ekibi araçta cep telefonuyla anbean kaydetti. Orman Genel Müdürlüğü de bu görüntüyü, sosyal medya hesaplarından yayınladı.
Demirören Haber Ajansı (DHA) ekibi, Türkiye'nin konuştuğu o ormancıya ulaştı. Antalya'daki Duacı Yangın Merkezi'nde görevli Özgür Şimşek (42), 2 kız çocuğu babası ve 14 yıllık arazöz operatörü. Duacı'daki yangın merkezinde nöbet değişimi sırasında yaşadıklarını paylaşan Şimşek, o anı anlatmaya kelime bulamadığını belirterek, "O anı yaşamak lazım. Yaşamadan anlatılmıyor. Allah kimseye yaşatmasın. Düşmanıma bile göstermesin. Ben bu arabanın, bu kurumun ekmeğini yiyiyorum. Kılıcımı da son damlasına kadar sallarım. Biz söyle büyüdük, böyle yetiştik. Böyle biliriz" dedi.
Yanan bölgeyi de anlatan Özgür Şimşek, "Amirimin talimatı ile bölgeye girdim. Altlı üstlü söndürdük. Sonrasında 100- 150 metre yukarıdan yanmayan bölgeye bir kütük yuvarlandı. Yanmayan yerler de alevlendi. O anda da suyumuz bitmişti. Duman arkadan bastı ve çıkma şansımız kalmadı. Önümüz de kapalı olduğu için yangının içinde çaresiz bir şekilde kaldık. Ardından anons ettim. Hava araçlarından yardım istedim. Yangın tüpünü çıkarıp, etrafımızı temizledik. Yangın gelseydi, son damlasına kadar savaşacaktık" diye konuştu.
Anonsu çektiği an, çocukluğunun film şeridi gibi gözünün önüne geldiğini ifade eden Özgür Şimşek, şöyle konuştu:
"Çocuklarımı, ailemi düşündüm. Ölür müsün, kalır mısın? Sakat mı kalırsın, herşeyi aklından geçiriyorsun. O karmakarışık bir duygu. Anlatılacak bir şey değil. Ben gün içerisinde normalde 10 kez eşimle telefonda konuşuyorum. Ama bu yaşadıklarımı anlatmadım. Akşam sessizce uyudum ve sabah haykırma sesi ile uyandım. Eşim bana 'Ben yaşadıklarını ellerden mi duyacağım. Sen ne yapmaya çalışıyorsun' diyerek tepki gösterdi. Tabii korkmuştu. Kendisine de hak veriyorum. Ama önce vatan."
Olay sırasında Özgür Şimşek'in yanında bulunan 2 çocuk babası Zülküf Murat Koçan (39) ise arkadaşı ile birlikte o cendereden çıktıklarını belirterek, "O an bir şey düşünemiyorsunuz, kitleniyorsunuz. Arabayı düşünüyorsunuz. Duman altındasınız. Sürekli mücadele vermek zorundasınız. O mücadeleyi de kazasız belasız atlattık. Arkadaşım o anonsu çekerken, ben ağlamaya başladım. Gerçekten 80 milyonun hakkı var. Tüyü bitmemiş yetim hakkı var" dedi.
YÖNETİM MERKEZİYLE ORMANCI ARASINDAKİ ANONS
-Yangın yönetim aracı! Acil olarak S-30'un olduğu yere helikopterin su atması gerekiyor. Araç yanacak arkadaş var içinde...
-Tehlikedeysen aracı terk et. Helikopter gelecek su atacak
-Onlar gelmeden gitmem ben buradan, helikopter gelsin su atsın...
-Özgür, Özgür helikopter geliyor, helikopter geliyor... Sen aracı terk et... Boşalt... Güvenli bölgeye kaç...
-Ben anlamam ağabey güvenli bölgeden. Bunda 80 milyonun hakkı var... Ben bunu bırakmam son dakikaya kadar..
2 ORMANCININ HAYATINI KAYBETTiĞİ ARAZÖZ, DİREKSİYON SİMİDİNE KADAR YANMIŞ
Manavgat orman yangını 10'uncu gününde de devam ediyor. 7 bine yakın personelin havadan ve karadan yangınla mücadelesi sürerken bir yandan da yaralar sarılmaya çalışılıyor. Yangında zarar gören yerleşim yerlerinden biri olan Gebece Mahallesi'ndeki evlerin yıkımı tamamlandı. 20 evin yıkıldığı mahallenin ormanlık arazisi ise tamamen yanarak kül oldu. Yangınlarla mücadele edilirken 5'i sivil vatandaş 7 kişi ise alevler arasında kalarak yaşamını yitirdi.
Gebece Mahallesi'ndeki Gülendağ'ın Beloluk mevkiinde 30 Temmuz Cuma günü öğleden sonra kuvvetlenen yangına müdahalede bulunan arazözün devrilmesiyle alevler arasında kalan sürücü Niyazi Iskarça ve yangın işçisi Ali Hüseyin Karakaya, yaralı olarak araçtan çıkarken, orman işçileri Erdal Tolka (37) ve Yaşar Cinbaş (53) ise yaşamını yitirdi.
Bergama Orman İşletme Müdürlüğü'nden Tolka ile Manisa Akhisar Orman İşletme Müdürlüğü'nden Cinbaş'ın, yanan arazözün içindeki cansız bedenlerine ise bir gün sonra sabah saatlerine ulaşılabildi. Manavgat yangında 2 ormancıya mezar olan arazöz ise Gülendağ eteklerindeki ormanlık alanda duruyor. Arazözün arka kısmının yangından etkilenmediği dikkati çekerken, ön kısımda lastiklerden direksiyon simidine kadar tamamen yandığı görüldü. Ayrıca arazözün deposunda kalan suyun ise bir vanadan damlayarak aktığı dikkati çekti. Yerleşim yerlerinin olduğu Gebece Mahallesi'nden Bergama Orman İşletme Müdürlüğü'ne ait yanan arazözün bulunduğu noktaya ulaşım 1,5 saat sürerken, bölgedeki ağaçların tamamen yandığı gözlendi.
220 SAAT SONRA MÜJDELİ HABER
Antalya'da 28 Temmuz günü başlayan orman yangınları, 10'uncu günde kontrol altına alındı. 28 Temmuz Çarşamba günü saat 11.30 sıralarında Manavgat'ta başlayan yangın Akseki, İbradı, Gündoğmuş ve Alanya sınırlarındaki mahallelerde de etkili oldu. Bölgede 8 uçak, 2 İHA, 19 helikopter, 1 insansız helikopter, 1832 araç ve 6 bin 511 personelle günde ortalama 1650 sortiyle havadan su atılan yangında, 5 ilçedeki 48 mahalle büyük zarar gördü. 1352'si ağır hasarlı olmak üzere 2 bin 164 bina zarar gördü. Yangından 770 vatandaş ve görevli etkilendi, 763'ü tedavi edildi, 7 kişinin tedavisi devam ediyor. 2'si ormancı 7 kişi öldü, 1 kişi yangın çıkartmaktan tutuklandı.
Manavgat merkezli büyük yangın, bugün saat 15.30 sıralarında tamamen kontrol altına alındı. Ekipler, 220 saatte söndürülen yangınların ardından soğutma çalışmalarına başladı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de yangınların kontrol altına alındığını, sosyal medya hesabından duyurdu. Bakan Pakdemirli, "Antalya'nın Manavgat ve Gündoğmuş ilçelerindeki yangınlar kontrol altına alındı. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Günlerdir büyük bir özveri ile yangınlarla mücadele eden Ormanın Kahramanları'nı yürekten kutluyorum" dedi.
Bölgedeki soğutma çalışmalarının 2-3 gün sürmesinin beklendiği kaydedildi.
ÜÇ BAKANDAN DEĞERLENDİRME
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Manavgat’ta AFAD Koordinasyon Merkezi’nde Antalya bölgesindeki yangınların 10’uncu günü akşamı itibarıyla son durumu paylaştı.
MANAVGAT VE GÜNDOĞMUŞ’TA KONTROL ALTINA ALINDI
Dün yangının Antalya’da kontrol altına alınması noktasında umutlu olduklarına yönelik açıklamalarını hatırlatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya’dan müjdeli haberi şöyle duyurdu:
"Çünkü dün tüm zor şartlar ve rüzgarın çok güçlü olmasına rağmen en kritik noktalarda yangını arkadaşlarımızın cansiperane çalışmaları sayesinde durdurmuştuk. Allah korusun o kritik yerlerin ötesine gitseydi, 5-10 gün daha yangın devam edebilirdi. Hamdolsun Manavgat ve Gündoğmuş yangınları 218’inci saatte kontrol altına alındı. Aktif devam eden şu an İbradı Eynif Ovası’nda söndürme çalışmalarımız devam ediyor. Bugün hem karadan hem de havadan uçak ve helikopterlerimiz bu bölgeye yoğunlaştı. Orada kontrol dışında da bir durum yok çok şükür” diye konuştu.
CANSİPERANE ÇALIŞANLARA TEŞEKKÜR
Bugün yangınlara karşı 1915 araç, 8 bin 155 personelle sahada olunduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "Hava unsurlarımız yaklaşık 1600 sorti gerçekleştirdi. Toplamda 5 ilçede 59 mahallemiz yaklaşık 10 gündür süren yangınlardan etkilendi. Vatandaşlarımızın yaralarını hızlıca sarıyoruz. Gerek yangın söndürme gerekse hasar tespit noktasında çok sayıda kurumumuz sahada uyum içinde el birliğiyle çalışıyor. Bakanlarımız bu çalışmalarını yakından yönetiyor. Yangın süresince cansiparene tüm orman teşkilatına, kamu kurumlarına, Türkiye’nin her yerinden gelen belediyelere, STK’lar tüm gönüllülerimize çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz” dedi.
YURTDIŞINDAN UÇAK VE HELİKOPTER VE EKİPLER GELMEYE DEVAM EDİYOR
Yurtdışından gelen destek ve taleplerle ilgili bilgiler veren Çavuşoğlu, "Can Azerbaycan’dan daha önce ekip ve ekipmanlar gelmişti. Azerbaycan’dan dün bir uçak ülkemize geldi. Dalaman’a indi. Dün yola çıkan 40 itfaiye aracı ve 162 personel ülkemize giriş yaptı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla 200 ilave ek itfaiye personeli de bu akşam uçakla Dalaman’a intikal edecek. Kazakistan Dışişleri Bakanı ile telefonla görüştüm. Kazakistan’dan da iki helikopter yola çıktı, 16 kişilik ekibiyle. İsrail’den bir şirketimizin 2 yangın söndürme uçağı kiraladığını söylemiştim. Bugün Dalaman’a uçaklar inmiş bulunuyor. ABD’den 2 helikopterin de pazartesi günü Türkiye’de olacağının bilgisini aldık” dedi.
YUNANİSTAN’A GEÇMİŞ OLSUN DİLEĞİ
Bu senenin kritik bir yıl olduğunu ve her yerde yangın yaşandığına dikkat çeken Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Bu yangınların söndürülmesi için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Antalya’da yangınlar söndürüldü, İbradı hariç. Gözümüz, kulağımız, dualarımız, tabi ki orada. Muğla ve diğer bölgelerde çalışan arkadaşlarımız tüm ekiplerimiz de o bölgelerde yoğun çalışıyor. Yunanistan’da yangın devam ediyor. Bugün Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ı aradım bilgi aldım. Elbette herkes kendi derdiyle uğraşıyor, İtalya’da, Balkanlarda yangınlar var. Dünyanın her yerinde, birçok ülkede uzun süre devam eden yangınlar var. Biz kendi yangınlarımızı söndürmenin derdindeyken, tabi dünyanın diğer yerindeki yanan ormanları görüyoruz. Tüm ülkelere geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bu dileğimi Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’a da ilettim.
TÜM TÜRKİYE SEFERBER OLDU
Antalya’da Manavgat ve Gündoğmuş’taki orman yangınlarının tamamının kontrol altına alındığını belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise soğutma çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Kurum, "İnşallah çok kısa sürede Muğla’daki orman yangınlarını da söndüreceğiz. 10 gün boyunca gecesini gündüzüne katarak insanüstü gayretle yangınları durdurmak için kahraman ormancılarımıza, AFAD, jandarma, emniyet, itfaiye ve diğer tüm kurumlarla, gönüllülere teşekkür ederim. Bu süreçte ormanlarımız, canlarımız ve Antalyalılarımız için tüm Türkiye seferber olmuştur. Yangınların söndürülmesi için herkes büyük gayret gösterdi, vatandaşlarımızın acılarını paylaştı, ben engin gönüllü milletimize şükranlarımı sunuyorum” dedi.
YANGININ BİLANÇOSU
28 Temmuz’da başlayan yangında Antalya’da 59 mahallenin etkilendiği, 8 bini aşkın personel ve araçla çalışmaların sürdüğünü anlatan Bakan Kurum, STÖ’ler ve gönüllülerin 97 araçla 615 personelle Antalya’nın yanında olduğunu söyledi. Yangından etkilenen 821 vatandaşın 808’inin tedavisinin tamamlandığını, 6’sının tedavisinin hastanede devam ettiğini açıklayan Kurum, mahallelerde normal yaşama dönüşü hızlandırmak için 2 bin 544 afetzedeye psikososyal destek verildiğini kaydetti. Kurum, 49 kişinin yurtta misafir edildiğini de söyledi.
KONTEYNERLER KURULUYOR
Konteynerlerin kurulmaya başladığını ve acil ihtiyaç olan 146 konteynerin kurulduğunu açıklayan Kurum, 3-4 gün içinde Antalya’daki bütün konteyner ihtiyacının giderileceğini kaydetti. Kurum, buna ilişkin 400 konteynerin Antalya’ya geldiğini ve ihtiyaç olan mahallelere gönderildiğini dile getirdi. Yaralı hayvanlarla da çalışmaların devam ettiğini anlatan Kurum, "Bu çerçevede 140 çadır kuruldu. Kızılay günde ortalama 17 bin vatandaşımıza yemek dağıtımı yapıyor ve bugüne kadar 95 bin kumanya dağıtıldı ve 93 bin öğün de yemek verildi. Hayvanlarımız, 7-24 esasıyla veteriner hekimlerimiz sahada yaralı hayvanlarımıza hizmet veriyor” dedi.
ŞU ANA KADAR 16.8 MİLYON TL ÖDEME YAPILDI
Canlılar ve tarım arazilerine yönelik hasar tespitlerinin yapıldığını belirten Kurum, çiftçilere 90 küçükbaş hayvan, 43 sağım makinesi, 20 hayvan çadırı ve 2 bin 620 ton yem yardımı yapıldığını söyledi. Şu ana kadar bölgeye 52.5 milyon nakdi yardım gönderildiğini belirten Kurum, “Bugün itibarıyla toplamda 16 milyon 800 bin lira nakdi ödeme vatandaşlarımızın hesabına yatırıldı. Evi tamamen yanan vatandaşlarımıza 50 bin liraya kadar eşya ve kira yardımları yapılacak. İlk ödemeleri yapıldı. Kalan ödemeler de tespitlere müteakip yapılacak” diye konuştu.
503 BİNA YIKILDI
7 ilde bin kişilik ekiple hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini belirten Kurum, “Muğla dışında yangının söndürüldüğü her noktada hasar tespit çalışmaları tamamlandı. Muğla’da yangının söndürülmesine müteakip 2-3 içinde tamamlanacaktır. Antalya’da toplam 6 bin 340 bağımsız bölüm incelendi, 2 bin 164 birim ağır hasarlı, yıkık ve yıkılması gereken tespit edildi. 62 kamu binası incelendi. Yeni konutlar yapılması ve can güvenliği için yıkım sürecini de başlattık ve 503 binanın yıkımı tamamlandı” dedi.
‘BUGÜN BURUK DA OLSA SEVİNÇLİYİZ’
Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşan orman yangınlarının ciğerlerimizi yaktığını belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, "Devletimizin tüm kurumları ve çalışma arkadaşlarımızla yürüttüğümüz büyük mücadelenin 10’uncu günündeyiz. Yangınların söndürülmesinde özveriyle çalışan bütün arkadaşlarımıza minnettarız. Bugün buruk da olsa sevinçliyiz. Antalya bölgesindeki yangınların sonuna geliyoruz. Türkiye’nin her yerinden gelen çalışanlarımız ve gönülleler Türk milletinin vatandaşına, milletine, devletine, memleketine sahip çıkmasının bir sonucudur. İnşallah Muğla’daki yangınları da kısa sürede söndüreceğiz ve afetin izlerini kısa sürede ortadan kaldıracağız” diye konuştu.