Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "Önümüzde hiçbir çözüm yolu kalmadı, bu nedenle de ben ve tüm Filistin yönetimi üyeleri Gazze'ye gitme kararı aldık, bunu yaparız" dedi. TBMM Genel Kurulu, Filistin konulu olağanüstü oturum için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.
Olağanüstü toplantıyı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bakanlar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve eski TBMM başkanları locadan izledi. Büyükelçiler ve yabancı misyon şefleri de toplantıda hazır bulunurken, Genel Kurul'da milletvekilleri Türk ve Filistin bayraklarının yer aldığı atkılar taktı. AK Parti ve Saadet Partisi sıralarında, İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye'nin görsellerine yer verilirken, DEM Parti grubu ise Filistin kefiyesini sıralarında sergiledi. Başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara ayrıca Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.
'TBMM, İNSANLIK SUÇLARINA KARŞI KAYITSIZ KALMAMIŞTIR'
Toplantının açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Kurtulmuş, Gazze'de yaşanan insanlık dışı katliamların soykırım boyutlarına ulaştığını belirterek, "Devlet ve millet olarak Filistin davasına, Gazze halkına, mazlum ve masum Filistin milletine karşı ortak bir duruşu sergilemiş ender ülkelerden bir tanesiyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, Türkiye'nin bütün kurum ve kuruluşları bütün uluslararası platformlarda; Filistin halkının sesi olmaya, Filistin'in acılarını hafifletmeye ve İsrail'in saldırganlığını durdurmak için elinden gelen bütün güçle mücadele etmeyi sürdürmektedir. Bu çerçevede TBMM, 8 Ekim'den itibaren birçok kez inisiyatif alarak İsrail'deki Netanyahu hükümetinin işlediği insanlık suçlarına karşı kayıtsız kalmamıştır" ifadelerini kullandı.
'GAZZE ŞEHİTLERİNİ RAHMET VE MİNNETLE YAD EDİYORUM'
Kurtulmuş, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Yaser Arafat ve Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmet Yasin'in şahsında Filistin davasının mücahit ve mücahidelerini rahmetle anarak, "Ayrıca 8 Ekim'den bu yana sayıları 40 bini aşan Gazze şehitlerinin hepsini saygıyla yad ediyoruz. Çoğu kadın ve çocuklardan oluşan masum insanların hayattan koparılışın izleyen dünyayı da bir kere daha sorumluluk almaya davet ediyoruz. Bu çerçevede Gazze şehitlerinin öncüsü serdar-ı şüheda, Gazze'nin seçilmiş ilk başbakanı İsmail Haniye kardeşimizin şahsında bütün Gazze şehitlerini rahmetle, minnetle yad ediyorum. İsmail Haniye, Filistin tarihine seçilmiş ilk başbakan olarak geçti ama herhalde insanlık tarihine geçen tavrı; 3 çocuğu ve 4 torunu şehit edildikten sonra gösterdiği metanetidir. Ayrıca o muhteşem söz insanlık tarihine yazılmıştır, 'Benim evlatlarımın ve torunlarımın kanı, Filistinli çocukların ve kadınların kanlarından daha değerli değildir.' Ama bu cümleyi tamamlayan İsmail Haniye'nin evladıdır. O da babasının şehadetinden sonra kalkıp aynı cümleyi kurmuş, 'Benim babamın kanı Gazze şehitlerinden daha değerli değildir' diyerek bütün insanlığa meydan okumuştur" diye konuştu.
'TÜRKİYE, FİLİSTİN DAVASINA BİR KERE DAHA SAHİP ÇIKMIŞTIR'
Netanyahu ve çetesinin önümüzdeki dönemlerde uluslararası mahkemelerde hesap vereceğini vurgulayan Kurtulmuş, "Bu çerçevede Türkiye olarak, Uluslararası Adalet Divanı'nda göstermiş olduğumuz dirençli ve şahsiyetli duruş dolayısıyla bir kere daha hep birlikte Türkiye'nin yerini teyit ediyoruz. Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'in suçlarının sorgulanması konusunda görüş beyan eden bir ülke olarak Filistin davasına, sizlerin ve milletimizin adına bir kere daha sahip çıkmıştır. Bundan sonra artık İsrail için bu güzel günlerin geride kaldığını söylemek isterim. Çünkü Gazze'deki şühedanın kanı bereketi hürmetine yeryüzünde insanlık cephesi kurulmuş ve her gün kuvvetlenmeye devam etmektedir. Dünyanın birçok yerinde Gazzeli masumların yanında duran, dili, dini, ırkı, siyaseti ne olursa olsun milyarlarca insan artık Filistin halkının yanındadır. Bundan sonra insanlık cephesi Filistin ile beraber yürüyecek ve Filistin'in davası mutlaka başarıya ulaşacaktır" dedi.
ABBAS: TÜRKİYE'NİN ÖNCÜ ROLÜNÜ TAKDİR EDİYORUZ
Ardından Kurtulmuş, Genel Kurula hitap etmesi için Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kürsüye davet etti. Mahmud Abbas, konuşmasının başında İsrail'in saldırıları sonucunda Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te hayatını kaybedenleri andı ve Genel Kurul'u Fatiha okumaya davet etti. Abbas, Meclis'in Filistin halkına karşı işlenen adaletsizliğe, savaş suçlarına, soykırıma karşı durduğu için Filistinlilerin yanında makbul olduğunu kaydederek, "Allah aşkına soruyorum; her gün İsrail işgal devletinin Gazze'de özellikle de birkaç gün önce 100'den fazla şehidin verildiği El - Tabin okulu katliamı da dahil olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara, nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. İsrail'in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden Türkiye'nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum. Samimi duyguları ve asil duruşu ile Filistin halkını ve haklı davasını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum. Halkımız, Filistin ve Kudüs için şehit olan Türk halkını unutması mümkün değildir. Özel olarak da Türkiye'nin, İsrail'in Gazze'deki soykırım suçları karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya müdahil olma kararını da kutluyorum. Yine aynı şekilde; İsrail ile ticareti durdurması. 10 milyar dolarlık bir ticareti Türkiye, Filistin halkına destek için durdurdu. Bizler, Türkiye'deki kardeşlerimize, Kudüs ve Filistin davasını, ana meselesi haline getirdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Çünkü Filistin davası Türkiye'de bir ana mesele haline gelmiştir. İşte bu Türk halkının ahlakının bir göstergesidir" değerlendirmesinde bulundu.
'BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN DEVLETİMİZİ KURACAĞIZ'
İsrail'in, Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın asıl amacının 1947 ve 1967 yıllarında olduğu gibi Filistinlileri tehcir etmeye çalıştığını belirterek, "Ama bu asla olmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar ve ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Zira halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan def edecektir. 7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın, çocuk şehit edildi. 10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da 10 bin şehit var ama ancak buna rağmen bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün'ü, İsrail'in tehcir planlarını reddetmeleri sebebiyle takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda da destekliyoruz. İsrail'in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan uluslararası yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz; Gazze, Filistin devletinin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze'siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız" ifadelerini kullandı.
'BARIŞ VE GÜVENLİĞE GİDEN YOL FİLİSTİN'DE BAŞLAR VE BİTER'
Abbas, uluslararası kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmaya devam edeceklerini belirterek, soykırım suçu işleyenlerin hesaba çekileceğini ifade etti. Abbas, Filistin halkının 100 yılı aşkın bir süredir destansı bir direniş sergilediğini kaydederek, "Biliyorsunuz işgal hükümeti kalkıp Mescid-i Aksa'ya girdi. İşte bu tür saldırılar, hakaretler hiçbir sonuç vermeyecektir. Orası bizim canımızdır. Bugünlerde orada ve şurada, 'savaş sonrası' diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizler çok açık ve net bir şekilde diyoruz ki Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs bağımsız Filistin devletini oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütününün adıdır. Ve tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır ve bu bölge eğer bu durum gerçekleşmezse istikrar, sükunet ve kalkınma olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir ve barış ile güvenliğe giden yol Filistin de başlar ve biter" diye konuştu.
'TÜRKİYE YARALILARI HASTANEDE KABUL ETTİ'
Filistinli grupların ulusal uzlaşı sağlamak için çalışmalara devam edeceğini kaydeden Abbas, zafere ulaşmanın en kolay yolunun da ulusal birliğin sağlanması olduğunu vurguladı. Abbas, Türkiye'ye Filistin ve Gazze Şeridi'ne gönderdiği insani yardımlar nedeniyle teşekkür ederek, "Türkiye, Gazze Şeridi'ne on binlerce ton insani yardım gönderdi. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda siyasi, diplomatik, parlamento ve hukuki alanlarda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. Filistin halkının haklarını savundular ve hikayemizi anlatarak dezenformasyona karşı durdular. Her türlü tahrifata karşı mücadele ettiler. Özellikle Netanyahu'nun ABD kongresinde söylediği yalanlar ne ilk olmuştur ne de son olmuştur. Vicdan sahibi tüm dostlarımıza teşekkürlerimi sunuyoruz" dedi.
'FİLİSTİN LİDERLİĞİYLE BİRİLKTE GAZZE'YE GİTME KARARI ALDIM'
Abbas, Filistin topraklarının parçalayacak tüm planları reddettiklerini kaydederek, "Burada sizlerin huzurunda bir şeyi duyurmak istiyorum; önümüzde hiçbir çözüm yolu kalmadı, bu nedenle de ben ve tüm Filistin yönetimi üyeleri Gazze'ye gitme kararı aldık, bunu yaparız. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Herkese şu mesajı vermek istiyoruz; düşmanın bu sınır tanımayan düşmanlığa karşı beraberiz ve bunun bedeli hayatımız da olsa, benim hayatım, bizim hayatımız; Gazze'deki en ufak bir çocuğun hayatından daha değerli değildir. Bizler, İslam'ın hükmünü uyguluyoruz; ya zafer ya şehadet" değerlendirmesinde bulundu.
Abbas'ın konuşması Cumhurbaşkanı Erdoğan ve milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı.
ABBAS VE KURTULMUŞ SERGİYİ GEZDİ
Abbas'ın Genel Kuruldaki hitabının ardından olağanüstü toplantı kapandı. Ardından Kurtulmuş ve Abbas, Filistin ile ilgili görsellerin ve Osmanlı Devleti dönemine ait Mescid-i Aksa ve Filistin belgelerinin de içerisinde yer aldığı sergiyi gezdi.
FİLİSTİN BAYRAĞI VE SİLAH HEDİYE ETTİ
Kurtulmuş, görüşmenin sonunda Filistin Devlet Başkanı Abbas'a, Kur'an-ı Kerim, Türk yapımı bir silah ve Filistin bayrağı hediye etti. Kurtulmuş, Abbas’a hediyelerini takdim ettikten sonra, "Bizim örfümüzde silah, bayrak ve Kur'an-ı Kerim davaya sadakatin remzidir. Böylece Filistin davasına bağlılığımızı teyit etmiş olduk" ifadesini kullandı.
Ayrıca TBMM Başkanı Kurtulmuş, günün anısına Milli Eğitim Bakanlığı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yapılan, üzerinde Türkiye ve Filistin bayrakları ile Filistin kefiyesinin remzi, Filistin bayrağının renkleri, TBMM logosunun yer aldığı atkı da hediye etti. Söz konusu atkılar, günün anısına TBMM Genel Kurulu’ndaki milletvekillerine ve davetlilere de dağıtıldı. Ayrıca ziyaret anısına bastırılan hatıra pul da TBMM Başkanı Kurtulmuş tarafından Abbas’a takdim edildi.
ERDOĞAN İLE BİR ARAYA GELDİ
Öte yandan, TBMM Genel Kurulu'ndaki Filistin konulu olağanüstü toplantının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve TBMM Başkanı Kurtulmuş ile bir araya geldi. Görüşmede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, meclis başkanvekilleri, grup başkanvekilleri ve milletvekilleri de yer aldı. İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniye'nin Türkiye'deki ziyaretleri sırasında çekilen fotoğraflarından oluşan sergi de Meclis Şeref Salonu’nda açıldı. Sergide, Filistin'le ilgili Osmanlı arşivlerindeki belgeler ve TBMM'nin Filistin'e ilişkin deklarasyonları da yer aldı. (DHA)