Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dün açıklanan kasım ayı enflasyon verileri iyileşmenin sürdüğünü gösteriyor. İnşallah yılbaşıyla birlikte bu iyileşme hızlanacak, özellikle önümüzdeki şubat ayından itibaren daha makul ve kontrolü kolay bir yere gelecektir" dedi.

'YILBAŞIYLA BİRLİKTE İYİLEŞME HIZLANACAK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) Ankara Ticaret Odası (ATO) Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 26'ncı Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, Türkiye'nin küresel koronavirüs salgını, Rusya-Ukrayna savaşı gibi zorlu sınamalardan geçtiği bir dönemde görevini layıkıyla yürüten TİSK Genel Başkanı Özgür Burak Akkol ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek, "Genel kurulumuzda güven tazeleyecek olan TİSK yönetimine bundan sonraki çalışmalarında başarılar temenni ediyorum. Hepimizin malumu olduğu üzere işçi-işveren kesimi arasındaki diyalog güçlü olmadığı, ilişkiler sağlıklı yürümediği zaman sosyal huzursuzluk yaşanması kaçınılmazdır. Çünkü çalışma hayatının bir tarafında işçiler, bir tarafında işverenler bulunmakta; devlette her iki tarafın beklentilerini ve çıkarlarını gözeten bir konumla bu denklemde yerini almaktadır. Geçmişte sosyal barışı tehdit eden gerilimlerin yol açtığı sıkıntıları epeyce yaşamış bir ülkeyiz. Kuruluş amaçlarının dışına çıkarak ideolojik kavgaların bayraktarlığını yapan tarafların, çekişmelerin ülkemize ağır maliyetleri olmuştur" dedi.

'SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜMLER ÜRETMEYE GAYRET GÖSTERDİK'

Erdoğan, iktidara geldikleri günden beri ülkenin ve milletin çıkarlarını en üstte tutarak, tüm kesimlerin hassasiyetlerini dikkate alan politikalar geliştirmeye ve uygulamaya özel önem verdiklerini belirterek, "Çalışma hayatını tüm taraflarıyla dinledik. Adaleti ve hakkaniyeti asla elden bırakmadan orta yolu bulmaya, sorunlara gerçekçi ve sürdürülebilir çözümler üretmeye gayret gösterdik. Tıpkı çalışanlarımız gibi işverenlerimiz de bunun en yakın şahididir. TİSK temsil ettiği işverenlerin milli gelirimize, ihracatımıza katkılarıyla bu tabloda kritik bir konuma sahiptir. Son dönemde asgari ücret tespitinden vergi dilimlerinin belirlenmesine kadar her konuda işverenlerimizle yakın mesai yaptık, anlayış birliği içerisinde hareket ettik. TİSK'in sadece rapor yayımlayan birileri gibi, sadece demeç veren bir kuruluş olmanın ötesine geçerek ülkenin ve milletin sıkıntılarının çözümünde fiilen görev alması bu sürecin en önemli sebebidir. Ülke içinde ve dışında pek çok kurumdaki temsil gücünü yapıcı bir şekilde kullanan TİSK'in yükselen itibarından biz de memnuniyet duyuyoruz" şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE'NİN EKONOMİNİN TÜM ALANLARINDAKİ ÖLÇEĞİ FEVKALADE YÜKSELMİŞTİR'

Erdoğan, geçen 20 yılda gerçekleştirdikleri asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımlarının hayatın her alanı gibi ekonomide de tarihi dönüşümlere yol açtığını işaret ederek, "Türkiye'nin ekonominin tüm alanlarındaki ölçeği, küresel rekabet gücünün bir ifadesi olarak fevkalade yükselmiş, büyümüştür. Makro ekonomik göstergeleri, ülkemizin hangi alanlarda 3 kat, 5 kat, 10 kat büyüdüğünü sizler zaten yakından takip ediyorsunuz. Burada dikkat çekmek istediğim husus; Türkiye'nin bilhassa son 10 yılda siyasi ve ekonomik engellemelere, tuzaklara, saldırılara rağmen bölgesel ve küresel liderlik seviyesine ulaşmasıdır. Asıl hedeflerimize yönelmek için daha büyük atılımlar yapmaya hazırlandığımız bir dönemde ardı ardına yaşadığımız hadiselerin hepsinin de gerisinde ülkemizi belirli bir çizginin altında tutma niyeti vardır. Cumhuriyet tarihi boyunca defalarca tecrübe ettiğimiz bu senaryo milletimizle birlikte verdiğimiz kararlı mücadele sayesinde ilk defa işe yaramamış, çeyrek asır geriye gidişimizle sonuçlanmamıştır. Bu süreçte elbette bedeller ödedik. Kayıplar da verdik. En basitinden dünya milli gelir sıralamasında bugün bulunduğumuz yerin 2 kat üzerinde bir yere ulaşabilecekken biraz daha sabretmek mecburiyetinde kaldık" ifadelerini kullandı.

'YOĞUN VE KARARLI BİR ÇALIŞMA İÇİNDEYİZ'

Çevresinde siyasi ve insani krizler kol gezerken, Türkiye'nin güven ve istikrar içinde geleceğe bakabildiğini vurgulayan Erdoğan, "Ekonomimizi, 'faiz, kur, enflasyon' şer üçgeninde teslim alma girişimlerinin yol açtığı sıkıntıların da farkındayız. Sebeplerini bildiğimiz bu sıkıntıların sonuçlarını önce hafifletmek, ardından da tamamen ortadan kaldırmak için yoğun ve kararlı bir çalışma içindeyiz. Dün açıklanan kasım ayı enflasyon verileri iyileşmenin sürdüğünü gösteriyor. İnşallah yılbaşıyla birlikte bu iyileşme hızlanacak, özellikle önümüzdeki şubat ayından itibaren daha makul ve kontrolü kolay bir yere gelecektir. Ülkemizin dört bir yanında başlayan ve halen süren ateşi ülkemize taşımak için nice sinsi oyunlar oynandığına beraberce şahit olduk. Sınır ötesi harekatlardan üretimi ve istihdamı destekleyecek ve sosyal dengeyi koruyacak kapsamlı programlara kadar tüm bu oyunları bozacak pek çok önemli adımlar attık" dedi.

'ŞU AN AVRUPA'DA RAFLAR BOŞ'

Türkiye'yi diğer yöntemlerle dize getiremediklerini görenlerin son olarak ekonomi silahını çektiğini ifade eden Erdoğan, "Zaten şu andaki gidişte ellerinde 4 tane silah var. Eğer başarabilirlerse. İşte biri ekonomi. Bir diğeri diplomasi. Bir diğeri özellikle yatıyorlar kalkıyorlar mülteci sorunu ve bütün bunlarla beraber 'acaba biz bu 4'ten neyi nereye çekeriz de bu iktidarı'; tabi onlar iktidar da demiyorlar, 'bu Erdoğan'ı indiririz' diyorlar. Erdoğan fani yahu. Biz bugün varız, yarın yokuz. Herkes ne yaptığına baksın. Ne yapacağına baksın. Hatırlayın 2018 Ağustos'unda ülkemiz ekonomiyi yok etme tehditleriyle karşı karşıya kalmıştı. Yaklaşık 1 yıl önceki kur dengesizliğiyle zirveye çıkan hadiseleri akıl ve vicdan sahibi hiç kimse iktisat biliminin kurallarıyla izah edemez. Velev ki kimi noktalarda bizim eksikliklerimiz olsa bile hiçbirinin böyle bir sonuç vermesi mümkün değildir. 'Ekonomi' diyorlar; ekonomide şu anda Avrupa'nın haline bakın. Türkiye olarak bizim raflarımız boş değil ama Avrupa'da boş" diye konuştu.

'TERÖRÜ SURİYE'NİN KUZEYİNDE BİTİRİYORUZ'

Ardından terörle mücadele konusuna değinen Erdoğan, "Şu anda batının terörle mücadeledeki hali ortada. Türkiye ise terörle mücadelede şu anda bütün o engelleri aşmış ve terörü yerinde, yani bu terör eğer Suriye'nin kuzeyinden kaynaklanıyorsa biz onları içeri sokarak değil, Suriye'nin kuzeyinde bitiriyoruz. Mücadelemiz bu. Şimdi çıkmış birileri diyor ki; 'Kobani'yi şöyle yapamazsanız, böyle yapamazsınız.' Kobani bitti. Neyi yapamazsınız? İdlib'de, Kobani'de bütün buralarda gereken tedbirlerimiz neyse bu tedbirlerimizi her an alıyoruz, aldık ve bundan sonra da alacağız. O terörist dostlarınıza söyleyin; Türkiye onlar için artık öyle bereketli bir yer değil. Buraya girmeye kalktıkları anda burası onlar için boğulacakları bir yerdir" ifadelerine yer verdi. 

'DÜŞMANLARIMIZ HADLERİNİ BİLECEK'

Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadele konusunda kararlılıkla yoluna devam ettiğini ifade ederek, "Türkiye her yönüyle, bütün imkanlarıyla, savunma sanayisiyle; işte göreve geldiğimizde yerlilik oranı yüzde 20'ydi. Şimdi yüzde 80. Buradan buraya geldik. Mermisini üretemeyen bir Türkiye varken, bugün artık mermisinin bırakın, bütün mühimmatını kendisi üreten bir Türkiye var. İHA'sıyla, SİHA'sıyla, Akıncısı'yla, F-16'larıyla bütün savaş uçaklarının mühimmatını kendisi üreten bir Türkiye var. Karabağ'da mıydık? Karabağ'da. Niye? Azeri kardeşlerimizle beraber olduk. Libya'da mıydık? Libya'daydık. Orada da gerekenleri yaptık mı? Gerekenleri yaptık. Bize kardeş, bize gardaş olanlarla, biz kardeş ve gardaş olmaya devam edeceğiz. Dostlarımızı artıracağız ama düşmanlarımız da hadlerini bilecek. Ve Türkiye'nin, Türk milletinin tarih boyunca defalarca tezahür etmiş bir özelliği vardır; biz bekamızla ilgili bir tehdit gördüğümüzde, hiç kimsenin beklemediği ve inanamadığı atılımlar yapma, yöntemler geliştirme, zaferler elde etme kabiliyetine sahibiz. Bugün Azerbaycan'da bir tatbikatımız vardı. Azeri kardeşlerimizle beraber devam eden bir tatbikat... Bu tatbikatta Azeri kardeşlerimizle, bizim askerimizin, komandolarımızın birlikte tatbikatı sona erdi. Onlara bir bağlantı kuruldu ve onlarla bir görüşme yaptım. Bütün mesele, o heyecanı, coşkuyu onlarla paylaşabilmek. Tabii bunun esbabımucibesi vardı. O esbabımucibe de malum, o sınırlarda yaşanan, istenmeyen ama olan o sıkıntıları yerinde giderebilmek. Tabii İlham gardaşımızla beraber bunları da konuştuk, planladık ve adımı attık. Bu tabii farklı bir gelişmeyi bölgede ne yapıyor? Yaşatıyor. Ve Azeri-Türk kardeşliğini, işte iki devlet tek millette buluşturuyor. Bu adımı attık. Ve bundan sonra da bunları tabii atmaya devam edeceğiz" dedi.

'ŞAHLANIŞIMIZ DEVAM EDECEK'

Türkiye'nin bugün yeni bir şahlanış içine girdiğini vurgulayan Erdoğan, "Aynı şekilde güney sınırları terör örgütleriyle kuşatılan, Avrupa Birliği'nden tamamen siyasi sebeplerle dışlanan, Batı'nın örtülü teknoloji ambargosuna maruz bırakılan, doğusunda ve kuzeyinde fiili savaşlar yaşanan, Akdeniz ve Ege'de suni krizlere sürüklenmeye çalışılan bir Türkiye bırakınız diz çökmeyi, tam tersine yeni bir şahlanış içine girmiştir ve bu şahlanışımız devam edecektir. Terörle mücadelede güvenlik altyapımızın, sığınmacı krizinde insani yardım altyapımızın, Covid-19 salgını krizinde sağlık ve sosyal destek altyapımızın, küresel emtia ve tedarik krizinde üretim altyapımızın, Rusya-Ukrayna krizinde diplomatik altyapımızın, kur ve enflasyon krizinde ekonomik potansiyelimizin gücünü biz bu sıkıntılı dönemde dünyada ispatlayan nadide ülkelerden biri olduk. Güya bizi bunlarla köşeye sıkıştırmaya çalışanların hepsi de şu anda bizden çok çok kötü durumdalar" diye konuştu.

'ADIM ADIM HAYATA GEÇİRMEYE BAŞLAYACAĞIZ'

Erdoğan, dün Türkiye'yi boğmaya çalışanların bugün pek çok konuda umutlarını Türkiye'ye bağlandıklarını belirterek, "Biz kendi gücümüzle, kendi politikalarımızla ayakta kaldığımız, kendi hedeflerimizle yol yürüdüğümüz için herkesle konuşmaya, herkesle çalışmaya devam ediyoruz. Ama dünyayı yeniden iki kutuplu hale getirmek için çatışma ve gerilimleri sürdürenler ile bunlara tabi olanlar güvenlik ve refah düzenlerini tehdit eden acı sınamalardan geçiyorlar. Üstelik biz sadece onca badireyi atlatmakla kalmadık, Türkiye Yüzyılı programıyla cumhuriyetimizin yüzüncü yılını daha büyük bir atılımın miladı haline dönüştürme irademizi de tüm dünyaya ilan ettik. Bu vizyonun siyasi ve ekonomik şekillendirmesini de milletimizle ve onun bir parçası olan siz değerli kardeşlerimiz ile birlikte yapacağız. İnşallah 2023'ten itibaren bu programı adım adım hayata geçirmeye başlayacağız" ifadelerini kullandı. (DHA)

Editör: MURAT ÖZER