Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda yemin etti.
28 Mayıs'ta yapılan 2'nci tur oylamada Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden motosikletli polis ekiplerinin konvoyu eşliğinde TBMM'ye hareket etti. Yağmur yağışı altında ilerleyen Erdoğan'ın içinde bulunduğu makam aracına TBMM girişinde vatandaşlar karanfil attı. Erdoğan, TBMM'de Geçici Meclis Başkanı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından törenle karşılandı. Yoğun yağmur altındaki karşılama töreninin ardından Erdoğan, Meclis'e geçti.
Daha sonra Genel Kurul'da yemin töreni gerçekleşti. Töreni Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, kızları Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Esra Erdoğan Albayrak, Selçuk Bayraktar ve torunları da locadan izledi.
Geçici Meclis Başkanı Bahçeli'nin yemin törenini başlatması ile birlikte Erdoğan, Genel Kurul'a davet edildi. Erdoğan, AK Parti ve MHP milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı.
CHP milletvekilleri ise ayağa kalkmadı. Erdoğan, mazbatasını Bahçeli'nin elinden aldıktan sonra kürsüye geçerek yemin etti. Erdoğan, yemin ettikten sonra da dakikalarca alkışlandı. Yemin töreni, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla sona erdi. Törenin ardından bazı AK Partili milletvekilleri, ayağa kalkmadıkları için CHP'lilere tepki gösterince kısa süreli tartışma yaşandı.
CUMHURBAŞKANI YEMİNİ
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
ANITKABİR'İ ZİYARET ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de yemin ettikten sonra Anıtkabir'i ziyaret etti. Erdoğan, beraberindeki heyetle Aslanlı Yol'dan yürüyerek Atatürk'ün mozolesine çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ay yıldızlı çelengi bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçen Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, Türkiye bir seçim sürecini daha tüm dünyaya örnek gösterilecek rekor bir katılımla ve demokrasi şöleni havasında sühunet ile neticelendirdi. 14 Mayıs’ta TBMM’de görev yapacak 28'inci dönem milletvekillerini belirleyen milletimiz, 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda da şahsımıza yüzde 52,18 oy oranı ile yine büyük bir teveccüh gösterdi. Hamdolsun bir 5 sene daha ülkemize ve necip millerimize hizmet edecek olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin de güven oyu aldığı bu seçimlerin milletimizin önünde yeni bir dönemin kapılarını açtığına inanıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl boyunca Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek için canla başla çalışmayı sürdüreceğiz. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını hızla sarıp söz verdiğimiz gibi depremzedelerimizi en kısa sürede yeni yuvalarına kavuşturacağız. 12’nci Cumhurbaşkanı olarak milletimizin ebedi ve ezeli kardeşliğine sahip çıkmaya, ülkemizi büyütmeye, devletimizi yüceltmeye devam edeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin, ruhun şad olsun."
KÜLLİYE'DE GÖREVE BAŞLAMA TÖRENİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir’deki törenin ardından Cumhurbaşkanlığı atlı tören birliğinin eşliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne geçti. Külliyeye girişte 101 pare top atışı yapıldı. Külliyede 'Göreve Başlama Töreni' gerçekleşti. Törene Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'nun da aralarında bulunduğu 21 devlet başkanı, 13 başbakan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 15 Temmuz gazileri, büyükelçiler, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar, bilim insanları, sporcular, milletvekilleri, 81 ilin valisi, sanatçılar, medya yöneticileri, AFAD arama- kurtarma ekipleri, depremzedeler katıldı. Törende, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Armoni Mızıkası, TSK Mehteran Takımı ile TSK Tarihi Birlik de yöresel kıyafetleriyle hazır bulundu. Program, orkestranın müziği ile başladı. Ardından 6 Şubat’ta hayatını kaybeden vatandaşlar için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
'100 MİLYONLARCA MAZLUM VE MAHSUN GÖNLÜN DUASINI ALDIK'
Törende konuşan Erdoğan, "Bizleri bir kez daha Cumhurbaşkanlığı makamına layık gören 27 milyon 835 bin kardeşimin hepsine tek tek teşekkürlerimi sunuyorum. İradeleri farklı yönde tecelli etse de sandıklara giderek demokrasimizin gücüne güç katan tüm vatandaşlarımı tebrik ediyorum. Kilometrelerce yol kat ederek kimi zaman saatlerce sıra bekleyerek anavatanlarına karşı vatandaşlık görevlerini yerine getiren yurtdışındaki gurbetçilerimizi özellikle tebrik etmek istiyorum. 6 Şubat‘ta asrın felaketini yaşadıkları sırf oy tercihlerinden dolayı son 2 haftada sayısız hakarete maruz kaldıkları halde iradelerine sahip çıkan depremzedelerimize buradan bir kez daha saygılarımı sunuyorum. Bu seçimlerde sadece yurtiçi ve yurtdışında yaşayan kendi insanımızın desteğini almadık. Aynı zamanda dünyanın dört bir yanında umutlarını ülkemize bağlamış yüz milyonlarca mazlum ve mahzun gönlün de duasını aldık" dedi.
'BU BÜYÜK SEVDANIN HAKKINI EN GÜZEL ŞEKİLDE VERMEYE ÇALIŞACAĞIZ'
Erdoğan, Türkiye'nin siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden birini daha alnının akıyla geride bıraktığını söyledi. Türkiye için eser ve hizmet üretmeye devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, "Hangi siyasi görüşe, meşrebe, mezhebe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamını bağrımıza basacağız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bu hassasiyetimizi hep muhafaza ettik. Hizmet götürürken kimsenin inancına, oyunun rengine bakmadık. Bölgecilik, particilik veya ayrımcılık hiçbir zaman yapmadık. Türkiye’nin her bir vatandaşının enerjisine, katkısına, fikrine ihtiyacı var. Türkiye’nin birlik ve beraberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Millet olarak bu güçlü birlikteliği yeniden tesis etmemiz gerekiyor. Seçim dönemi 28 Mayıs gecesi itibari ile artık sona ermiştir. Milli irade sandıkta 2 kez tecelli etmiş, millet kesin kararını vermiştir. Türkiye sandıkların kapanması ve sonuçların açıklanmasıyla artık yeni bir yola girmiştir. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı başlamış, ülkemizin şahlanış döneminin kapıları aralanmıştır" diye konuştu.
'SALI GÜNÜ İLK KABİNE TOPLANTIMIZI YAPACAĞIZ'
Erdoğan, bu akşam yeni kabineyi açıklayacağını ifade ederek, "Ve yeni kabinemizle birlikte de Türkiye Yüzyılını nakış nakış işlemeye devam edeceğiz. Gecikmeden salı günü ilk kabine toplantımızı inşallah yapacağız. Seçim gündemine takılıp kalmak Türkiye’ye patinaj yaptırmak demektir. Müflis tüccar misali sürekli eski defterleri karıştırmanın ülkeye de millete de hiçbir faydası yoktur. Hep birlikte önümüze bakmalı, geleceğe odaklanmalı, artık yeni şeyler söylemenin mücadelesini vermeliyiz. Geçmişten, geçmişteki hatalardan ders çıkartarak istikbali inşa etmenin gayreti içinde olmalıyız" ifadelerini kullandı.
'RÖVANŞ PEŞİNDE HESAPLAŞMA PEŞİNDE OLMADIK'
Erdoğan, seçimler sonrasında iç muhasebesini yapan, kendini yenilemeyi, güncellemeyi başaran bir geleneğe sahip olduklarını vurgulayarak şöyle dedi: "Eksiklerimizi gidererek, hatalarımızı düzelterek, güçlü yanlarımızı daha da tahkim ederek bugünlere geldik. Her seçim sonrasında yeni bir sayfa açtık. Rövanş peşinde, hesaplaşma peşinde koşmadık. Haksızlığa uğrasak da hakka girenlerden olmadık. Yalanlara, iftiralara maruz kalsak da adaletten asla sapmadık. Kendi seçmenimizle birlikte bize oy vermeyenlerle de muhabbetin diliyle konuştuk. Ancak ezici çoğunlukla kazandığımız 17 seçimin hiçbirinde muhalefetten böyle bir tavır görmedik. En büyük sıkıntımız zaten ülkemizde bu noktada gerçekten gayretli bir muhalefetin olmayışıdır. Eski alışkanlıklarını terk etmeye maalesef yanaşmadılar. Milletin maslahatı yerine kendi küçük hesaplarının peşine düştüler. Samimi bir özeleştiri yapmaktan ziyade hatayı, başarısızlıklarının sebeplerini hep vatandaşta aradılar. Hemen her seçim sonrasında musafahalaşmak için uzattığımız eli hep sıkılı yumruklarla karşıladılar. Bu sefer farklı bir tavır sergilemelerini ümit ediyoruz. Türkiye’nin ve Türk demokrasinin selameti açısından muhalefetin de mesuliyet bilinciyle hareket etmesini bekliyoruz. Gazetecisi, yazarı, sivil toplumu, sanatçısı, siyasetçisi ile tüm muhalefet cenahının artık milli irade ile barışmasını istiyoruz."
'KARDEŞLİK SEFERBERLİĞİNE DAVET EDİYORUM'
Erdoğan, Türkiye’nin bir büyük kucaklaşmaya ihtiyacı olduğuna inandıklarını belirterek, "Buradan tüm vatandaşlarımı; ilçeleri, köyleri, haneleriyle 81 vilayetimizin tamamında kardeşlik seferberliği başlatmaya davet ediyorum. Gün bir olma, beraber olma, bin yıllık kardeşliğimizi perçinleme günüdür. Gün evlatlarımızın aydınlık yarınlarına sahip çıkma günüdür. Gelin seçim dönemindeki kırgınlıkları, kızgınlıkları bir tarafa koyalım. Gelin; küslük olmuşsa, kalpler kırılmışsa barışmanın yollarını arayalım. Gelin hep beraber Türkiye Yüzyılının inşasına omuz verelim. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını şanına, ruhuna ve manasına uygun bir şekilde 85 milyon olarak hep birlikte idrak edelim. İnşallah elbirliğiyle, gönül birliği içinde bunu başaracağımızdan asla şüphe duymuyorum. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sonuçlarının elbette pek çok anlamı vardır. Milletimiz bir kez daha demokratik kazanımlarına sahip çıkarak bizlere ‘durmak yok yola devam, çalışmaya devam’ demiştir. Tabii ‘yetmez, hizmet ve eser üretmeye de devam’ demiştir. Milli iradenin üzerine gölge düşürme girişimleri akamete uğramış, tıpkı bir asır önce olduğu gibi manda ve himaye tekliflerini milletimiz yine reddetmiştir. Eser ve hizmet siyaseti popilizme galip gelmiş, insanımızın basiret ve ferasetinin hafife alınmaması gerektiği tekrar anlaşılmıştır" dedi.
'DEMOKRASİMİZİ SİVİL ANAYASA İLE GÜÇLENDİRECEĞİZ'
Erdoğan, 1950’den beri her 10 yılda bir tekrarlanan darbelerle yara alan Türk demokrasisinin rüştünü tüm dünyaya bir kez daha ispat ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Seçmenin yarısını dahi sandığa götüremeyenlerin attığı diktatörlük ve otokrasi iftiralarının içinin tamamen boş olduğu görülmüştür. Bu seçimlerle 10 yıllardır ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaları boşa çıkarmakla kalmadık; aynı zamanda geleceğimizi de güvence altına aldık. Yine bu seçimlerde Türkiye Yüzyılı teklifimizin insanımız tarafından kabul edildiğini gördük. Bir asır önce milli mücadelesini Cumhuriyet’in kuruluşu ile tamamlayan milletimiz Cumhuriyet’in 2’nci asrını da Türkiye Yüzyılı ile taçlandıracaktır. Önümüzdeki 5 yıl boyunca bu vizyonumuzu adım adım uygulamaya geçireceğiz. Seçim meydanlarında halkımıza verdiğimiz sözlerin hepsinin takipçisi olacağız. Son 21 yıldır olduğu gibi neyi vaat etmişsek inşallah tek tek bunları gerçeğe dönüştüreceğiz. Demokrasimizi darbe ürünü, mevcut Anayasa’dan kurtararak özgürlükçü, sivil ve kuşatıcı bir Anayasa ile güçlendireceğiz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal’in ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ilkesini hakiki manasıyla pratiğe dökmekte kararlıyız. Bunu da içe kapanarak, hadiseleri tribünden izleyerek değil; girişimci ve insani diplomasimizin etki alanını daha da genişleterek yapacağız."
'TÜRKİYE'NİN ADINI YÜCELTMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ'
Erdoğan, milletinin teveccühüne 2 kez mazhar olmuş bir devlet başkanı olarak Türkiye’nin çıkarlarını savunurken artık elinin daha da güçlendiğini dile getirerek, "Bundan sonra uluslararası kamuoyu, küresel krizlerin çözümünde daha fazla inisiyatif alan, bölgesinde barışın ve istikrarın tesisi için daha fazla çabalayan, Türk ve İslam dünyasının kalkınması için daha çok koşturan, mazlum ve mağdurlara daha fazla sahip çıkan bir Türkiye göreceğiz. Yeni dönemde muhataplarımız karşılarında sınırları içinde ve dışında terör örgütleri ile daha kararlı mücadele eden, Mavi Vatan’da kendisinin ve kardeşlerinin hakkını daha güçlü gözeten, ekonomiden ticarete, güvenlikten demokrasiye başarı çıtasını yükselten; her alanda daha kararlı, daha cesur, daha müşfik, daha aktif bir Türkiye bulacaktır. Gelecek 5 sene boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin şanını ve şerefini korumak, itibarını artırmak, adını tüm dünyada yüceltmek için bütün gücümüzle çalışmaya söz veriyoruz. Devletimizin varlığını, vatanımızın bütünlüğünü, milletimizin kayıtsız ve şartsız egemenliğini her zeminde koruyacağımızı taahhüt ediyoruz" dedi. (DHA)