Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Orta Vadeli Program (OVP) döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz'' dedi.

2024-2026 dönemini kapsayan OVP, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı programla açıklandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın sunumunun ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklandıklarını belirterek, "Yakın coğrafyada savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği, hasılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Hep söylediğimiz gibi biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre önyargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müspet tavrımızı inşallah bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak orta vadeli program gibi ülkemizin hayrına olan işlerimizde bize destek vermesini bekliyoruz" diye konuştu.

'YILLIK BAZDA 13 YILDIR ARALIKSIZ BÜYÜYORUZ'

Erdoğan, ekonomi ile ilgili planlarında 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilde yaşayan 14 milyon insanı etkileyen depremi asla göz ardı etmediklerini vurgulayarak şunları söyledi:

"Ülkemiz ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaşmakta, mücadelemizi daha da zorlaştırmaktadır. Türkiye dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele etmektedir. Ancak devlet-millet dayanışmasıyla nasıl bugüne kadar nice engelleri aştıysak aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da seriliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye’ye OECD üyesi ülkeler içinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik. İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar doları, yıllık bazda da 253,5 milyar doları yakaladık. Turizmde önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da hamdolsun herhangi bir kaybımız söz konusu değil. Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık."

'TÜRK EKONOMİSİ İÇİN KAPSAMLI YOL HARİTASI'

Erdoğan, dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun doğal olarak Türkiye’nin de bir sorunu olduğuna dikkat çekerek, "Enflasyonla mücadelede başta doğalgaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra bir takım ilave tedbirleri aldık. Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir. 2022 yılını milli gelire oranla yüzde 1'lik bir bütçe açığı ile kapattık. Bütçe disiplinimiz deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük bir şüphemiz yoktur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımızın koordinasyonunda katılımcı bir anlayışla hazırlanan Orta Vadeli Program işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir. Program aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edecektir" dedi.

'7 ALANDA ÖNCELİKLİ REFORM ADIMLARI BELİRLEDİK'

Erdoğan, Orta Vadeli Program ile Türkiye Yüzyılı vizyonlarının perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış olduklarını bildirerek konuşmasına şu şekilde devam etti: 

"İş dünyamızın ve tüm kesimleri ile toplumumuzun destekleri ile orta vadeli programın ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükümet olarak orta vadeli programa desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomideki ilk yol haritamızı orta vadeli programla ortaya koyuyoruz. Programımızda temel ilkeler, politikalar, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklükleri paylaşırken hiçbir sorunu görmezden gelmedik. Önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açtık. Temel konuları bir takvim ile programın önemli bir parçasına dönüştürdük. Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesi ile iş ve yatırım ortamına 7 temel alanda öncelikli reform adımlarını belirledik. Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek cari işlemler dengesini iyileştireceğiz" ifadelerine yer verdi.

'DEPREM BÖLGESİ İÇİN 3 TRİLYON LİRA KAYNAK'

Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılmasının ilk gündem maddesi olduğunu dile getirerek, "Depremzedelerimizi, sırf oy tercihlerinden dolayı onları kapı dışarı eden, onlara hakaret savuran zihniyetin insafına bırakmamakta kararlıyız. Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik. Ek bütçe ile bölge için 762 milyar lirayı ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken, zarar gören tarım ve sanayi alanları ile tüm altyapı ayağa kalkacaktır'' dedi. 

'YÜZDE 4,5 BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ'

Erdoğan, depremin sebep olduğu ekonomik tahribatı ortadan kaldırırken dengeli bir ekonomik büyüme ile istihdamı artırmak ve enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmenin öncelikleri olduğunu ifade ederek, "Bu 3 yıllık dönemde enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz. Yaşadığımız afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. Dönem sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz. Program döneminde para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız. İnşallah Hindistan'da yapılacak olan G-20 toplantısı işte bütün bu konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece tıpkı daha önce olduğu gibi yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız" dedi.

'ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTECEĞİZ'

Erdoğan, mali disiplinle dezenflasyon sürecinin güven ve istikrar ortamını pekiştirerek iş ve yatırım ortamını iyileştireceğini, ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi sağlayacağını ifade ederek, "Orta vadede bir taraftan tek haneli enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası izlerken diğer taraftan vatandaşlarımızın özellikle sabit ve dar gelirli kesimlerimizin alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program döneminde istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2 milyon 700 bin kişi artmasını ve işsizlik oranının program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikalarımızın merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduk. Bu şekilde ürün ve hizmetlerimizi teknolojik kompozisyonlu iyileştirmeyi hedefliyoruz. İhracatımızı 300 milyar doların, turizm gelirlerimizi ise 70 milyar doların üzerine çıkartarak mal ve hizmet ihracatı gelirlerimizi tarihi seviyelere ulaştıracağız. Temel ithalat kalemimiz olan enerjide doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik attığımız hızlı adımların katkısını daha fazla göreceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, Ataşehir'deki İstanbul Finans Merkezi'ne değinerek, "Burada doğal gazda, bütün madenlerde; bunların değerlendirmesi yapılacak, dünya buradan bunları takip edecek. Nasıl bir çok konuda Londra Borsası varsa, Hamburg Borsası varsa işte bizim finans merkezimin içinde aynı zamanda enerji; ama enerji derken aklımıza elektrik gelmesin. Burada doğal gaz da olacak, maden de olacak, aklımıza enerjinin bütün ürünleri nelerse, bütün bunların pazarlamasının yapıldığı bir yer burası olacak. Yani bu kulelerden bir tanesi bu işin pazarlamasının yapıldığı bir yer haline gelecek. Bu adımı da inşallah atmak için ilgili arkadaşlarımız başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız bunun çalışmalarını yaparak süratle bu adımı atacağız" dedi.

'İLERİDE CARİ İŞLEMLER FAZLASINA DA ULAŞACAĞIZ'

Erdoğan, 3 yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzden 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngördüklerini bildirerek şöyle konuştu:

"Programdaki iyileşmenin devamı ile ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesi ile ileride cari işlemler fazlasına da Allah’ın izniyle ulaşacağız. Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepeti ile enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız.  Para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız. Makro ihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyeceğiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek üretim planlaması yapacağız. Yaz sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla Sera Organize Tarım Bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz. Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. İşte bu Soçi ziyaretimizde çok çok ilginç olan evet;  500 bin ton domates biz sadece Rusya’ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından bu çok çok önemli." 

CEVDET YILMAZ: DÜNYANIN 2 PUAN ÜSTÜNDE BÜYÜMÜŞÜZ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, OVP sunumunda para politikasını dönemin ihtiyaçlarına uygun uygulamaya devam edeceklerini bildirdi. Son 20 yılda Türkiye'nin ortalama yıllık büyüme oranının yüzde 5,5 olduğuna değinen Yılmaz, "Dünya 3,6 iken biz 5,5 hızla büyümüşüz. Son 20 yılda dünyanın 2 puan üstünde büyüme performansı sergilemişiz. Bu çok büyük bir başarıdır. 20 yılda bunu devam ettiren bir ekonominin ne kadar büyük bir fark oluşturduğunu takdirlerinize bırakıyorum. Bu yıl dolar bazında 1 trilyon 67 milyar TL bir milli gelire ulaşacağız. Kişi başına gelirimizin 12 bin 415 dolar olmasını bekliyoruz. Dönem sonunda ise 1 trilyon 318 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe, kişi başına da 14 bin 855 dolara ulaşmayı öngörüyoruz" dedi.

'İŞSİZLİĞİ TEK HANEYE DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ'

Yılmaz, Türkiye nüfusunun dönem sonunda 88 milyon 750 bine ulaşacağını belirterek, "Türkiye, bu dönemde yıllık ortalama 4,5 bir hızla büyüme kaydedecek. Niye yüzde 5'in altına geldik? Burada tabii ki temel mesele; deprem ve bunun etkileri. Artı dünyadaki, bölgemizdeki şartlar ve küresel olarak daralan ticaret. Bütün bu şartlar altında dahi dünya ekonomisinin büyüme hızının 1,5 puan üzerinde bir büyümeyi Türkiye olarak başaracağımıza inanıyoruz. İstihdamı da hiçbir şekilde ihmal etmeyeceğiz. İstihdamda bu dönemde 2 milyon 727 binlik bir toplam artış bekliyoruz. İşsizliğimizi de orta vadede tek haneye düşürmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu

Bakan Şimşek: "Cari açığın milli gelire oranının yüzde 1'in altında kalmasını bekliyoruz" Bakan Şimşek: "Cari açığın milli gelire oranının yüzde 1'in altında kalmasını bekliyoruz"

'ENFLASYON TAHMİNİMİZİ YÜZDE 65'LERE YÜKSELTTİK'

Geçici olarak enflasyonda bir yükseliş söz konusu olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu: "Bu yükseliş, 2023 yılındaki enflasyon tahminimizi yüzde 65'lere yükseltmiş durumda. Ancak bu bir geçiş dönemidir. Bu geçiş döneminin sonrasında çok daha sağlıklı bir zeminde, kalıcı bir şekilde enflasyonu düşürmenin de yolunu bu programla açmış oluyoruz. Baktığınız zaman orta vadede yüzde 8,5 gibi tek haneli bir rakamı hedefliyoruz. 2024'te 33, 2025'te 15,2 şeklinde ara hedeflerle birlikte buraya ulaşacağız. Bu çalışmamızı da Merkez Bankamızla birlikte yaptığımızı da ifade etmek isterim. Bu süreçte turizm gelirlerimizin bu yıl 55,6 milyar doları, 2026'da 71,3 milyar doları bulacağını ifade edebilirim. Sağlık turizmi başta olmak üzere hızlı bir gelişim bekliyoruz. İhracatımızın bu yıl 255 milyar dolar, 2026'da 302,2 milyar dolara ulaşmasını, aynı süreçte ithalatın 367'den 414 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz."

Editör: MURAT ÖZER